
Ulgener
– Gül Alpay
1 Ocak 2018 itibarıyla, bireysel veya toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işçi veya işveren alacakları, tazminat talepleri ve işe iade davaları dâhil olmak üzere dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiştir.
Benzer bir gelişme, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen 5/A maddesi ile ticari uyuşmazlıklarda da yaşanmıştır. Bu değişiklik, konusu para veya tazminat olan ticari uyuşmazlıklarda da dava açmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğunu getirmiştir. Hem iş uyuşmazlıklarında hem de ticari uyuşmazlıklarda, tarafların mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk yolunu denemeleri gerekmektedir.
Zorunlu Arabuluculuğun Usuli Boyutu
Arabuluculuk başvuruları, adliyelerde kurulu arabuluculuk bürolarına yapılır. Bu birimin bulunmadığı yerlerde, sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü arabuluculuk bürosu görevini üstlenir. Arabulucular, resmi sicile kayıtlı olanlar arasından arabuluculuk bürosu personeli tarafından atanır. Ancak taraflar sicile kayıtlı belirli bir arabulucu üzerinde anlaşırsa, bu kişi atanır.
Arabuluculuk başvurusu için herhangi bir harç veya ücret alınmaz. Arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanamazsa, ilk iki saatlik ücret Adalet Bakanlığı tarafından karşılanır. Anlaşma sağlanırsa, ücret taraflarca eşit şekilde paylaşılır; ancak taraflar aksini kararlaştırabilir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerine bizzat katılabileceği gibi avukatları aracılığıyla da katılabilir. Avukat aracılığıyla katılım halinde, vekâletnamede açıkça arabuluculuk yetkisi verilmiş olması gerekir.
Arabuluculuk süreci başarısızlıkla sonuçlanırsa, taraflar dava yoluna başvurabilir. Başlangıçta yürürlükte olan düzenlemeye göre, ilk arabuluculuk toplantısına geçerli bir mazeret olmaksızın katılmayan taraf, davayı kazanmış olsa dahi tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutuluyor ve lehine vekâlet ücretine hükmedilmiyordu.
Anayasa Mahkemesi Müdahalesi
Bu kural, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı ve Mahkeme söz konusu düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Mahkeme, davayı kazanan tarafın yalnızca ilk arabuluculuk toplantısına katılmadığı gerekçesiyle yargılama giderleri ile vekâlet ücretinden mahrum bırakılmasının, mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale oluşturduğuna hükmetti.
Kararında Mahkeme, bu tür bir yaptırımın taraflar üzerinde aşırı bir yük yarattığını ve kamu yararı ile birey hakları arasındaki dengeyi bozduğunu belirtti. Bu nedenle söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 13., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna karar verdi. Ancak bir hukuk boşluğu oluşmaması amacıyla iptal kararının yürürlüğe girişini kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren dokuz ay erteledi. Böylece düzenleme 18 Ocak 2025 itibarıyla yürürlükten kalktı.
Revize Edilen Hukuki Çerçeve
İptal kararının ardından, ilgili mevzuat Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeleri doğrultusunda yeniden düzenlendi. Yeni düzenlemeye göre, bir taraf ilk arabuluculuk toplantısına geçerli bir mazereti olmaksızın katılmaz ve süreç bu nedenle sona ererse, bu durum son tutanağa yazılır. Sonrasında açılan davada, bu taraf davayı kısmen ya da tamamen kazansa dahi, karşı tarafın üstleneceği yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulur. Ayrıca lehine hükmedilecek vekâlet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde öngörülen miktarın %50’si ile sınırlandırılır.
Bu yeni yapı, tarafları arabuluculuğa katılmaya teşvik etmeyi sürdürürken, bireylerin anayasal haklarını ihlal etmeyen daha dengeli ve orantılı bir çözüm sunmayı amaçlamaktadır.