
Ulgener
-Alperen Barut
- GİRİŞ
Denizler, gezegenimizin yüzeyinin büyük bir kısmını kaplayan ve canlı yaşamın beşiği olan eşsiz ekosistemlerdir. Ancak, yüzyıllar boyunca süregelen insan faaliyetleri, denizlerin sağlıklı dengesini bozarak ciddi kirlilik sorunlarına yol açmıştır. Bu kirliliğin başlıca nedenlerinden biri de, deniz taşımacılığının artmasıyla birlikte gemi trafiğinden kaynaklanan atıkların denize bırakılmasıdır. Gemi adamları tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, sadece deniz ekosistemlerini tehdit etmekle kalmayıp aynı zamanda dünya ekonomisi, insan sağlığı ve gelecek nesillerin yaşam kalitesi üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu yazımızda öncelikle gemi adamının kim olduğundan bahsedilecek ve çeşitli mevzuat hükümlerinde yer alan “gemi adamı” tanımlarına yer verilecek, sonrasında Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 181. maddesinde düzenlenen “çevrenin kasten kirletilmesi” ve 182. maddesinde düzenlenen “çevrenin taksirle kirletilmesi” suçlarının değerlendirilmesi yapılacak ve son bölümde ise gemi adamları tarafından TCK m.181 ve m.182 kapsamında giren fiillerin neler olduğu ve gemi adamlarının ne gibi yaptırımlar ile karşılaşabilecekleri değerlendirilecektir.
- GEMİ ADAMLARI VE GÖREVLERİNİN TANIMI
“Gemi adamı” tanımı 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 2. maddesinin “B” bendinde yapılmıştır. Madde metnine göre; bir hizmet sözleşmesine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimselere gemi adamı denir.
Gemi adamının tanımının yapıldığı bir diğer mevzuat ise Türk Ticaret Kanunu’dur (“TTK”). TTK’nin 934. maddesi uyarınca “gemi adamları”, kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve gemide istihdam edilen diğer kimselerdir. TTK’de yapılan “gemi adamı” tanımını esas alırsak, ilgili maddede belirtilen kaptan, gemi zabiti ve diğer tayfaların müşterek unsurlarının donatan ile aralarında bir hizmet sözleşmesinin bulunması, gemiye bağlı ve gemi hizmetinde çalışan kimselerin oluşturduğu birlik olması ve yapılan gemi yolculuklarında birfiil rol almalarıdır.
Yargı kararlarında ise “gemi adamları”, gemide belirli bir süre hizmet akdiyle bağlı olarak gemide veya istisna olarak gemiyi çeken römorkörde çalışan kimseler olarak tanımlamıştır. Görülen hizmetin teknik bir iş olması şart değildir. Yolcu gemilerindeki aşçıbaşı, garson, kamarot, müzisyen, berber vb. gemide istihdam edilen diğer kimselerde gemi adamı sayılacaklardır.
Yukarıdaki açıklamaları özetlersek Türk hukukuna göre gemi adamalarının özellikleri şu şekildedir:
- Donatan ile arasına bir hizmet akdinin bulunması gerekir.
- Gemi adamı gemi içinde çalışıyor olmalıdır.
- Mevzuatta belirlenmiş olan yeterliliklere sahip olması gereklidir.
- ÇEVRENİN KASTEN VE TAKSİRLE KİRLETİLMESİ SUÇU
Çevrenin korunması ve kirlenmesinin önlenmesi, yalnızca kasten yapılan eylemlerle sınırlı değildir. Taksirle işlenen suçlar da çevreye önemli zararlar verebilir ve bu nedenle önlenmeleri gerekir. Çevreyi koruma sorumluluğu, herkesin yerine getirmesi gereken bir yükümlülüktür. Hem kasten hem de taksirle kirletme suçları, toplumların sürdürülebilir bir şekilde yaşamını devam ettirebilmesi için büyük önem taşır.
Çevrenin kasten kirletilmesi suçu, çevreye zarar verme ihtimali doğuracak şekilde, özel kanunlarla yasaklanmış atık veya artıkların, alıcı ortamlar olan su, hava ve toprağa bilinçli olarak verilmesiyle oluşur. TCK’da bu suç, çevrenin korunması için belirlenen yasal düzenlemelere aykırı hareket edilerek, çevreye bilerek zarar verilmesi durumu olarak tanımlanır (TCK m.181). Kasten kirletme, doğrudan çevreyi tehdit eden bir eylem olup, bu suçun meydana gelmesi için atıkların özel kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak bir defa alıcı ortama verilmesi yeterlidir. Bu eylem, çevreyi ciddi şekilde kirleterek ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Özel kanunlar, çevrenin korunması için belirli kurallar ve usuller öngörür. Bu kurallar, özellikle tehlikeli atıkların yönetimi konusunda, çevreye zarar vermemek adına titizlikle uygulanması gereken prosedürler içerir. Çevreyi kasten kirletme suçu, bu usullerin ihlaliyle gerçekleşir. Örneğin, bir atığın suya ya da toprağa kasıtlı olarak bırakılması, yalnızca çevreyi kirletmekle kalmaz, aynı zamanda bu durum insan sağlığını ve doğal dengenin sürdürülebilirliğini de tehdit eder. Kasten kirletme, çevreyi bilinçli bir şekilde tahrip etmeyi amaçlayan bir suç olarak, toplumun güvenliğini ve çevresel bütünlüğü koruma yükümlülüğünü ihlal eder.
Bununla birlikte, çevrenin taksirle kirletilmesi suçu, daha farklı bir suç tipini ifade eder. Burada fail, çevreyi kirletmeyi istemese de, öngörülebilir sonuçları göremeyerek atıkları suya, havaya veya toprağa bırakır. TCK m.182’ye göre, bu suç, bireylerin dikkatsizlik sonucu çevreyi kirletmesiyle oluşur. Failin, kirletici bir eylemi gerçekleştirmeyi istememesi, suçun taksirle işlenmesine yol açar. Ancak bu suçta da failin dikkatli olması, çevreye verebileceği zararları öngörmesi beklenir. Taksirle kirletme, kasten kirletme kadar ciddi olmasa da, yine de çevreye zarar veren ve toplum sağlığını tehdit eden bir durumdur.
- GEMİ ADAMLARI TARAFINDAN ÇEVRENİN KİRLETİLMESİ SUÇUNUN İŞLENMESİ
Denizlerin kasten veya taksirle kirletilmesi çeşitli yollarla gerçekleşebilir. Buna göre; fekal atıklar, organik atıklar, kimyasal atıklar, aşırı üretim artışına neden olan besin maddelerinin alıcı ortamın dengesini bozacak şekilde aşırı boşaltımı, atık ısı, radyoaktif atıklar, deniz dibinden taranan malzeme, çamur, çöp ve hafriyat artıklarının ve benzeri atıkların boşaltımı, gemilerden kaynaklanan petrol türevli katı ve sıvı atıklar (sintine suyu, kirli balast, slaç, slop, yağ ve benzeri atıklar) örnek olarak verilebileceği gibi bu hususlar sınırlı değildir.
Gemi adamları tarafından TCK m.181 ve m.182 kapsamında gerçekleştirilen eylemler ise genel olarak petrol türevli atıkların ve sıvı atıkların denize bırakılmasıdır. Gemi adamları tarafından gerçekleştirilen bu tür eylemlerin tespiti Kıyı Emniyeti Genel Müdürlükleri ve Sahil Güvenliği Komutanlıkları tarafından yapıldıktan sonra savcılık nezdinde gemi kaptanı ve gemide sorumlu başka bir gemi adamı varsa o kişi adına soruşturma başlatılacaktır. Savcılık soruşturmayı tamamladıktan sonra eğer gemi adamı tarafından ilgili eylemin gerçekleştirildiğine dair yeterli delile sahipse gemi adamı hakkında iddianame düzenleyecektir. Düzenlenen iddianamede yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır; yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmez.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianame üzerine mahkeme tarafından kamu davası açılacaktır. Mahkeme tarafından gemi adamının suçlu bulunması halinde ise gemi adamının karşılaşabileceği suçlar şu şekildedir:
Çevrenin kasten kirletilmesi suçunun cezası şu şekildedir:
İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.181/1).
Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.181/2).
Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır (TCK m.181/3).
Suçun Nitelikli Hali: Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur (TCK m.181/4).
Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m.181/5).
Çevrenin taksirle kirletilmesi suçunun cezası şu şekildedir:
Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.182/1).
Suçun nitelikli halinde ise insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.182/2).