
Ulgener
-Gül Alpay
P&I kulüplerinin poliçelerinde yer alan "pay to be paid" kuralı, sigorta tazminatının ödenebilmesi için, öncelikle gemi sahibinin sorumluluğunu yerine getirmesini, bir başka deyişle, kulüpten ödeme alabilmesi için, önce kendisinin zarar görene ödeme yapma şartını koşar. Bu kural, Türk Ticaret Kanunu madde 1478 uyarınca zarar görene tanınan sigortacıya doğrudan dava açma hakkı ile çelişir niteliktedir:
“Madde 1478- (1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Türkiye gibi, sigortacıya karşı doğrudan dava hakkının tanındığı yargı sistemlerine karşı, İngiliz hukukunda Dava Açmama Emri ("anti-suit injunction" ) mekanizması devreye girebilmektedir. Anti-suit injunction, kulüp sigorta poliçesinde İngiliz mahkemesine münhasır yetki verilmesine rağmen, zarar görenin İngiltere dışında bir yargı alanında P&I kulübüne karşı dava açmasını veya mevcut davasını sürdürmesini engelleyen bir tedbirdir.
P&I kulübü, kendisine karşı İngiltere dışında bir yargı sisteminde doğrudan dava açıldığında anti-suit injunction kararı almak için İngiliz Mahkemesine başvuruda bulunabilir. Peki bu karar Türk Mahkemesi nezdinde bir sonuç doğurabilir mi?
İngiliz Mahkemesi yaptığı yargılama sonucunda anti-suit injunction kararına hükmetse dahi böyle bir karar, Türkiye’de kendiliğinden hüküm ve sonuç doğurmaz. Bu kararın Türkiye’de sonuç doğurabilmesi için öncelikle Türkiye’de bir tanıma davası açılması gerekmektedir. Ancak anti suit injunction’ın, Türk mahkemelerinin yargılama yetkisini kısıtlaması ve anayasal düzenle güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkını sınırlandırması nedeniyle Türk mahkemeleri tarafından tanınmama ihtimali çok yüksektir:
“Hak arama hürriyeti
Madde 36 – Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.”
“Mahkemelerin Bağımsızlığı
Madde 138 /2 - Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.”
Anti-suit injunction kararı Türkiye’de tanınmasa dahi, bu karara uyulmaması halinde, İngiltere devleti tarafından kulübe doğrudan dava açan tarafa uygulanacak yaptırımlar, kararların caydırıcılığını sağlamaktadır. Bu yaptırımlar arasında, maddi yaptırımlar (para cezaları), hapis cezası, İngiltere'deki mal varlıklarına el koyma veya dondurma gibi mülkiyetle ilgili yaptırımlar yer almaktadır. Ayrıca, anti-suit injunction kararına uymayan taraflar İngiltere'de dava hakkını kaybedebilir veya uluslararası ticarette itibar kaybına uğrayabilir.
Türk Ticaret Kanunu, sigortacıya doğrudan dava açma hakkını düzenlemiş olsa da, kulübe karşı Türkiye’de doğrudan dava açan davacı, kendisine İngiltere devleti tarafından uygulanacak bu yaptırımlar nedeniyle genellikle açtığı davayı geri çekmeyi tercih etmektedir. Dolayısıyla anti-suit injunction mekanizması, P&I kulüplerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla etkin bir araç olarak kullanılmaktadır.