Ülgener

Ulgener

ISPS Kodu Kapsamında Ücret Uygulamasının Kaldırılması ve Türk Limanlarında Hukuki Birlik

- Arzu Ceren Doğdu

Uluslararası Denizcilik Örgütü ( “IMO” ) ‘nün kendi tanımıyla Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu ( “ISPS Kodu” ) , 11 Eylül saldırılarından sonra havada yaşanan saldırıların , denizde de yaşanabileceğinin fark edilmesiyle ortaya çıkmış gemilerin ve liman tesislerinin güvenliğini artırmaya yönelik kapsamlı bir dizi uluslararası önlemdir. ISPS Kodu, denizcilik güvenliği açısından uluslararası ölçekte kabul görmüş en önemli düzenlemelerden biridir.

IMO tarafından, SOLAS Sözleşmesi’nin XI-2 ek bölümü aracılığıyla yürürlüğe konulan bu kod, gemiler ve liman tesisleri arasında güvenliğin sağlanmasını amaçlayan bir çerçeve sunmaktadır. Kodun temelinde, her bir liman tesisine ve gemiye özgü olarak, yaşanabilecek güvenlik risklerini değerlendirerek uygun önlemlerin belirlenmesi ilkesi yer almaktadır.

Türkiye’de, ISPS Kod uygulamaları 1 Temmuz 2004 tarihinden itibaren ülkemizde yürürlüğe girmiş olup, 20 Mart 2007 tarihli 26468 sayılı Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu Uygulama Yönetmeliği kapsamında uygulanmaktadır. Kodun ülkemizde yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uluslararası güvenlik standartları liman tesislerine entegre edilmiş ve bu kapsamda kıyı tesislerinin güvenlik planlarını ve uygulama süreçlerini Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülmüştür.

Ancak uygulama sürecinde, kimi liman tesislerinde ISPS gerekliliklerinin nasıl finanse edileceğine ilişkin farklı yaklaşımlar geliştirilmiş; “ISPS Güvenlik Harcı” veya “ISPS Ücreti” adı altında gemilerden ek bedeller talep edilmiştir. Bu farklılıklar , özellikle uluslararası seyrüsefer yapan gemiler açısından çok fazla tartışmalara yol açmıştır. Zira ISPS Kod kapsamındaki asıl amacı olan güvenlik önlemleri, liman hizmeti olarak değil, kamu güvenliği niteliğinde bir yükümlülük olarak değerlendirilmiştir.

Bu tartışmalara son veren temel düzenleme, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün 30.06.2020 tarihli ve 38591462 - 455.01.01 - 2020 - 1802 sayılı yazısı ile açıkça belirtilmiştir ki:

“Kıyı tesislerinde sunulan hizmet kalemleri içerisinde ‘ISPS Güvenlik Harcı/Ücreti’ adı altında herhangi bir ücret alınmasına yönelik bir tarife oluşturulmaması gerekmektedir.”

Bu ifade, idari bir yasak niteliğindedir. Türkiye’de faaliyet gösteren hiçbir kıyı tesisi veya liman işletmecisi, ISPS Kodu kapsamındaki güvenlik hizmetleri için gemilerden ya da acentelerden ayrı bir ücret talep edemez. Ayrıca bu yasak, daha önceki 25.11.2008 tarihli ve 39108 sayılı mülga Denizcilik Müsteşarlığı Oluru ile de teyit edilmiştir. Dolayısıyla, ISPS ücreti almak hem 2020 Tebliği’ne hem de bu mülga düzenlemeye aykırı hale gelmiştir.

Bu düzenleme, Türk limanlarında uygulama birliğinin sağlanması bakımından önemli bir adımdır. Artık ISPS güvenlik hizmetleri, gemilere sunulan ticari hizmetlerin bir parçası olarak değil, liman tesislerinin kendi yükümlülük alanı içinde değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım, hem liman işletmecilerinin uluslararası yükümlülüklerine uygun hareket etmesini sağlamakta hem de gemi işletmecilerinin üzerinde gereksiz maliyet yükü oluşturulmasını önlemektedir.

Denizcilik hukukunun genel ilkeleri açısından bakıldığında, bu değişiklik “kamu yararı” ve “uluslararası yükümlülüklerin dengesi” ilkeleriyle uyumludur. ISPS Kodu’nun amacı, ticari kazanç sağlamak değil, güvenliği teminat altına almaktır. Dolayısıyla, bir liman tesisinin güvenlik önlemlerini uygularken bunları gelir kalemi haline getirmesi, kodun özüne ve uluslararası denizcilik uygulamalarına aykırı bir durum oluşturmaktadır. Bakanlığın bu konudaki düzenlemesi, Türkiye’nin uluslararası deniz güvenliği rejimine uyumunu pekiştirirken, sektörde şeffaf ve adil bir tarife sisteminin yerleşmesine de katkı sunmaktadır.

Bu bağlamda, Türkiye’de yürürlükte olan mevzuat uyarınca ISPS ücreti adı altında herhangi bir bedelin gemilerden veya acentelerden talep edilmesi mümkün değildir. Buna rağmen bu yönde bir ücret talep edilmesi durumunda, gemi işletmecileri veya acenteler, söz konusu talebi belgeleriyle birlikte Bakanlığa ve ilgili Deniz Ticaret Odası’na bildirmeli; gerekli hallerde protesto altında ödeme yaparak hukuki haklarını saklı tutmalıdır. Bu yaklaşım, hem uluslararası deniz güvenliği standartlarına uyumu korumakta hem de Türk limanlarında uygulama birliğinin ve hukuki güvenliğin sürdürülebilirliğini teminat altına almaktadır.

ISPS ücretinin kaldırılmasıyla birlikte Türkiye limanlarında yeni bir dönem başlamıştır. Artık liman güvenliği, ticari bir hizmetin değil, ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarının bir gereği olarak yürütülmektedir. Bu yaklaşım, Türk denizcilik sektörünün uluslararası rekabet gücünü artırmakta, gemi sahipleri ve işletmecileri açısından maliyet öngörülebilirliğini sağlamaktadır. Aynı zamanda, Türkiye’nin deniz güvenliği alanında uluslararası normlara tam uyumlu bir ülke olarak konumunu güçlendirmektedir.

docxfilePDF