Ülgener

Ulgener

CIF Teslim Şekilli Satışlarda Kurulacak Sigorta Sözleşmesinin Unsurları ve Kapsamı

Av. Canberk Tuygan

CIF teslim şeklini ihtiva eden satışlardaki sigorta kapsamını özümseyebilmek için bu kuralları hangi merciin koyduğunu ve bu kuralların nereden geldiğini bilmek elzemdir. CIF, INCOTERMS Kuralları içerisinde yer alan bir teslim şeklidir. INCOTERMS (INTERNATIONAL COMMERCIAL TERMS); Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından, uygulamada ticari sözleşmelerde birliği ve yeknesaklığı sağlamak amacıyla düzenlenen ve kullanıma sunulan ticaret kurallarıdır.

INCOTERMS, uygulamada satıcının ve alıcının ihtiyaçlarına cevap vermek maksadıyla işbu tarafların yükümlülüklerini belirlemektedir. Önemli terminolojilerden bir tanesi de düzenlemelerde bulunan A/B maddeleridir. Bu maddeler, her INCOTERMS kuralında yer almaktadır. A harfi satıcının yükümlülüğünü gösterirken, B harfi alıcının yükümlülüklerini göstermektedir. A1/B1 (Genel Borçlar Başlığıyla) tarafların temel edimlerinden söz ederken; A2 (Teslim), A3 (Hasarın Geçişi) , A4/B4 taşıma ve sigorta sözleşmeleri, A5/B5 sigorta işlemlerini düzenlemektedir.

Uluslararası ticaretin sürdürülebilmesi için sigorta desteği olmazsa olmaz bir husustur. Bu husus dikkate alındığında, INCOTERMS’te yer alan bütün teslim şekillerinde, sözleşme konusu malları için taşıma sigortası yapılması noktası yer alır. Ancak bu teslim şekillerinden CIF ve CIP’te alıcının sigorta ihtiyacını satıcı karşılamakla yükümlüdür. CIF’in deniz yoluna özgü bir teslim şekli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, malların bu taşımaya özgü rizikolara karşı teminat altına alınması çok önemlidir.

CIF teslimli sözleşmelerde satıcının akdedeceği sigorta sözleşmesinin, sigortalı alıcının zararlarını gidermeyi üstlendiği bir yük sigortası olduğu unutulmamalıdır. İşbu sigorta sigortalının malvarlığında ortaya çıkacak zararı gidermeyi amaçlayarak yapıldığından bir aktif zarar sigortası olacaktır.

CIF teslimli sözleşmelerde, yük sigortası sözleşme primi ana satış sözleşmesinde alıcıdan tahsil edilir. Satıcı, bu bedeli alıcıdan tahsil etmiş olsa da, sigorta sözleşmesini kendi adıyla kurduğundan sigorta ettiren sıfatına sahip olan taraf olacaktır. Yani alıcının temsilcisi sıfatıyla hareket etmemektedir. INCOTERMS CIF A5 madde hükmüne göre satıcının sigortacıyla kuracağı yük sigortası sözleşmesinde alıcının mallara ilişkin sigorta edilebilir menfaati yanında mallara ilişkin sigortalanabilir menfaati bulunan diğer kişilerin de menfaati de yer alabilecektir.

CIF A5 maddesine göre, kurulacak sigorta sözleşmesi satış ve taşımaya konu edilen malın teslim noktasından varma yerine kadar olabilecek hasar veya zıyaa risklerine karşı yapılacaktır. A2 hükmü teslimle ilgilidir ve CIF A2 malların gemiye yüklenmesi ile teslimin gerçekleştiği ve A3 hasar hükmü de teslimin gerçekleşmesi ile birlikte alıcının hasara katlanma yükümlülüğüne sahip olacağı çıkarımına varılabilmektedir. Dolayısıyla satıcının alıcının yararlanacağı sözleşmeyi kurmasının sebebi budur. Türk Hukukuna baktığımızda, başkası lehine sigorta dendiğinde akla gelen madde TTK 1454’tür. Madde lafzına göre, sigorta ettiren (satıcı), üçüncü bir kişinin menfaatini o üçüncü kişinin adını belirterek veya belirtmeyerek sigorta ettirebilecektir. Başkası lehine sigortada, sigorta ettiren sigorta edileni başkasının başına gelebilecek rizikolar için sigortacıya sigorta ettirecektir. Sigortalının menfaatinin zarar görmesi tazminatın ödenmesi için şarttır. A5 hükmünü incelemeye devam ettiğimizde, söz konusu sigorta sözleşmesinde sigortalı olan alıcı veya menfaati bulunan diğer kişilerin riziko gerçekleştiği durumda sigortacıya doğrudan talep yöneltebilmesi hususunu görebilmekteyiz. Lehdar yararına bir edim yükümlülüğü belirlendiği sırada, taraflar aynı zamanda lehdarın alacak hakkı ve buna bağlı olarak alacağını talep hakkını kararlaştırdı iseler, sözleşme tam üçüncü kişi yararına sözleşme olacaktır. Bu nedenle bu hükme göre kurulacak sigorta sözleşmesi tam üçüncü kişi yararına olmalıdır. TTK m. 1454 de bu hükmü desteklemektedir ve aksi kararlaştırılmadıkça lehdarın bu hakka sahip olacağının garantisi çizilmiştir. Sözleşmeye INCOTERMS CIF A5 hükmü bu şekilde eklendiyse sigorta sözleşmesinin üçüncü kişi yararına eksik sözleşme olarak kararlaştırılması satış sözleşmesi ihlaline neden olacaktır.

Belirtmek gerekir ki; A5 hükmünde “alıcının veya menfaati olan diğer kişilerin doğrudan sigortacıya gidebilmesi” lafzıyla amaçlanan, gerçekleşen rizikonun mallar üzerinde zarara neden olması sonucu alıcının tazminata hak kazanabilmesidir, satıcının sigortacıya karşı elinde bulundurduğu diğer haklara sahip olabilmesi değildir. Kalan hakların CIF A5 hükmünün kapsadığı haklarda yer almadığı; dolayısıyla CIF teslimle ilgili olmadığı aşikardır.

CIF yükümlülükleri Türk uygulamasında bazı sorunlara yol açabilmektedir. Satıcının sattığı mallar için taşımada meydana gelebilecek rizikolar için kendi adına ve hesabına sigorta yaptırdığı durumlara rastlanılabilmektedir. Bunun sonucunda sigorta ettiren ve sigortalı aynı kişide buluşmaktadır ve A5 hükümlerini yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden ihlal etmektedir.

Satıcının CIF teslimle satılan mallar üzerinde sigortalanabilir bir çıkarı olup olmadığı ihtilaflı diğer bir konudur. Aktardığımız üzere, malların taşıyıcıya teslimi ile birlikte hasara katlanma yükümlülüğü alıcıya geçtiğinden satıcının bir çıkarı olmadığını söyleyebilmekteyiz. Tabi uygulamada mallar taşıma sırasında zarar gördüğünde alıcının zarar gören malları kabul etmede zorluk çıkardığı da oldukça rastlanılan bir durumdur. Bu nedenle malların zarar görmemesi satıcının da yararına olmaktadır. Yargıtay’ın bu konudaki görüşü çelişkilidir. Bazı kararlarında satış sözleşmesinde alıcı edimini ifa etmeyip malların ücretini ödemediği için, satıcının da yük taşıma sigortası bakımından çıkara sahip olacağını ifade etmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2015/8263, K. 2016/3076 T. 21.03.2016. Aksi yönde; 11. Hukuk Dairesi 2017/4592 E., 2019/1648 K. T. 27/02/2019.) Bu doğrultudaki kararlarda gerekçe olarak satış bedelinin ödenmemiş olması durumunda eşyanın hasara uğraması nedeniyle satıcının malvarlığında zarar meydana geldiği görüşü benimsenmiştir. Bu tartışmanın çıktığı nokta aslında TTK 1454/2. Maddesidir. Bu madde CIF hükümlerine, sigorta ettirenin sözleşmede adı belirtilen kimseyi temsilen sözleşmeyi kurup kurmadığı hususunda tereddüt halinde sigortanın kendi namına kurulmuş olduğundan söz etmesi nedeniyle başlı başına terstir. Çünkü CIF teslimlerde sigorta sözleşmesi akdetme yükümlülüğü vekalet ilişkisine tabi değildir, satış sözleşmesinden ileri gelmektedir. Yargı kararlarına konu edilen sigorta sözleşmeleri genelde ICC (Institute Cargo Clause – Enstitü Yük Klozları)’ye tabi olan standart yük sigortası sözleşmeleridir. Evvela, eşyanın sözleşme kapsamında olan deniz rizikolarından birine maruz kalması sonucu hasara ve zıyaa uğraması sonucu hasara katlanma yükümlülüğü altında bulunan, ekonomik malik olan kişinin/kişilerin menfaati olduğu değerlendirilmelidir. Ancak Yargıtay, ilgili kararlarında TTK m.1408’i görmezden gelmek suretiyle uygulamamıştır. Bu hükme göre, sigorta sözleşmesinin yapılması anında, sözleşmede sigortalanan menfaat belirli değilse, sözleşme geçersiz olacaktır. Bu nedenle CIF teslim hükmündeki gibi, satıcı lehine yapılacak sigortanın geçersiz olması elzemdir. Satıcı CIF teslimli satışlarda sigortayı alıcı lehine yaptıysa, sigortadan yararlanamayacaktır. Çünkü satıcının mal üzerinde çıkarı yoktur. Ancak Yargıtay, alıcının malı reddetmesi sonucu satıcı bazı koşullarda sigorta tazminatına hak kazanabilir, demektedir. Satıcının sıfatları hem sigorta ettiren hem de sigortalıda buluşursa, alıcı tarafından mallar reddedilirse yine satıcı lehine sigorta hüküm doğurabilecektir.

Ancak şunu belirtmek lazımdır ki; sigorta sözleşmesi ile başlayacak himayenin eşya gemiye yüklenmeden evvel başlaması taraflarca kararlaştırılabilmektedir. Bu senaryoda, satıcı eşya gemiye yüklenene kadar menfaat sahibi olacağından sigortacıdan tazminat talep edebilecektir. CIF teslimde şayet satıcı kimin olacaksa onun hesabına şeklindeki yük sigortası sözleşmesini kurarsa ve bu sözleşmeden anlaşılıyorsa, menfaat sahibinin değiştiği ana kadar sigortanın, satıcı hesabına; hasar alıcıya geçip menfaat el değiştirince de alıcı hesabına işlediği kabul edilmektedir. Tabii, burada satıcının menfaatinden kasıt malı taşıyana götürürkenki hasara katlanma yükümlülüğünden kaynaklanan menfaattir. Mal transitken satıldığında bu tür kurulan sigorta sözleşmelerinin yürürlülüğünün devamı mümkündür ve bu nedenle günümüz koşullarına daha uygundur.

INCOTERMS 2020 CIF A5 maddesinde daha önceki düzenlemelerin aksine satıcının akdedeceği yük sigortasının Entstitü Yük Klozları C (Institute Cargo Clause/ICC) kapsamında veya benzer kapsamlı bir sigorta sözleşmesi kurmakla yükümlü olacağı belirtilmiştir. ICC A, tüm riskleri kapsayan en geniş korumayı sağlarken, B ve C klozları sadece belirli risklere (named perils) karşı dar bir teminat getirmektedir.

CIF teslimlerde sigorta sözleşmesine konu edilen menfaat INCOTERMS CIF terimi hükümlerinde kullanılan ifadelerle yorumlanmalıdır. CIF A5 madde hükmünde, sigorta sözleşmesi alıcının veya genel olarak mallar üzerinde sigortalanabilir menfaate sahip kişi/kişilerin malların hasara veya zıyaa uğraması durumunda malvarlıklarının negatif yönde etkilenmesi neticesinde ortaya çıkan zararı tazmininin hedeflendiği belirtilmektedir. Yani bir diğer deyişle deniz sigortalarında sözleşmedeki menfaatin ekonomik mülkiyetin tesis ettiği ilişki olduğunun kabulü elzemdir. Menfaatin sözleşmede belirtildiği, alacaklının belirtilmediği durumlarda, alacaklının bulunma yöntemi şekli mülkiyetten bağımsız olarak, ekonomik yönde malvarlığının negative yönde etkilendiğini bulmak şeklinde tezahür edecektir. Şunu unutmamak gerekir ki, INCOTERMS malın devri hususunda konişmentolu bir uygulamayı düzenlememektedir. Bu nedenle alıcı CIF A2 hükmü uyarınca malların gemiye tesliminden itibaren hasara katlanma yükümlülüğünü üstüne alacağından, deniz sigortası bakımından ekonomik mülkiyete dolayısıyla menfaate sahip olacaktır.

docxfilePDF