
Ulgener
-Duygu Yazıcı
Deniz ticaretinin ve bu ticaretten kaynaklanan uyuşmazlıkları uluslararası nitelikleri gereği bu uyuşmazlıkların çözümü için tahkime başvurulması yaygın bir yöntemdir. Yük ziya veya hasarı, taşıyanın sorumluluğu ve çarter partilerden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından alanında uzman hakemlere güvenilmesi ve uyuşmazlıkların çoğu zaman mahkemeye göre daha hızlı çözülmesi nedeniyle sözleşmelerde uyuşmazlık çözüm yolu olarak tahkim yolu belirlenmektedir. Ancak şüphesiz ki bu tercihin hukuken geçerli olabilmesi için belirli şartlar bulunmaktadır.
Türk Hukukuna göre, çarter partide yer alan tahkim şartlarının geçerli olabilmeleri için aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekmektedir:
(1) Tahkim şartı açık olmalı ve bu anlaşmanın yazılı olması gerekir. (2) Tahkim anlaşmasının tarafları bu seçimi yapmaya yetkili olmalıdır. (3) Tahkim anlaşması, taraflarca seçilen hukuka göre geçerli olmalıdır.
Yukarıdaki şartları sağlayan tahkim klozları çarter parti tarafları için geçerli ve bağlayıcı olacaktır. Buna göre, konişmento hamili çarterpartinin taraflarından biri ise (çarterer) tahkim klozunun onu bağlayacağı açıktır. Ancak uyuşmazlık genellikle konişmento hamilinin üçüncü kişi olduğu durumlarda ortaya çıkmakta ve bu durumda çarter partiye taraf olmayan konişmento hamilinin çarter partiye konulan tahkim şartı ile bağlı olup olmayacağı tartışılmaktadır.
Bu konuyu incelerken öncelikle belirtmek gerekir ki, tahkim anlaşmasının yazılı olması gerekliliği deniz ticaretinde iki şekilde karşılanabilir;
- Konşimentoya diğer hüküm ve koşullarla birlikte bir tahkim klozu eklenebilir.
- Tahkim şartını içeren çarterparti konişmentoya atıf yoluyla eklenebilir ve çarterpartinin bir nüshası konişmento ile birlikte konişmento hamiline teslim edilebilir.
Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili maddesine göre, konişmentoda çarter partiye (sefer çarter partisi) bir atıf bulunmaktaysa, konişmento devredilirken çarter partinin bir nüshasının da konişmento hamiline verilmesi gerekmektedir. Ancak bu durumda, çarter parti hükümleri mümkün olduğu ölçüde konişmento hamiline karşı da uygulanabilmektedir.
Bu nedenle, konişmentoya atıf yoluyla dahil edilen çarter parti hükümlerinin konişmento hamilini bağlaması için hem konişmentoda çarter partiye atıfta bulunulması hem de çarter partinin bir nüshasının konişmento hamiline teslim edilmesi gerekir.
Genel itibariyle, tüm bu koşulların yerine getirilmesi halinde, çarter partideki tahkim şartının konşimento hamili için de bağlayıcı olduğu kabul edilmelidir. Buna rağmen, geçmişte mahkemelerin çarter parti/konişmentodaki tahkim şartının Türk Borçlar Kanunu'nun 'genel işlem şartlarına' aykırı olduğu gerekçesiyle geçersiz sayılmasını uygun bulduğu kararlar ile karşılaştık.
Borçlar Kanunu'nun genel işlem koşullarına ilişkin hükümleri esas olarak ticari sözleşmelerde yer alan genel hüküm ve koşulları düzenlemeyi amaçlamaktadır ve bu maksatla Türk Borçlar Kanunu'na 25. madde ile “genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz” hükmü getirilmiştir.
Ancak İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi, Haziran 2024 tarihli güncel kararında, çarter partide yazılı tahkim şartının konşimento hamili için geçerli ve bağlayıcı olduğunu kabul etmiş ve Türk Mahkemelerinin uyuşmazlığı görme yetkisi olmadığına hükmetmiştir. Söz konusu davada, konşimentonun ön yüzünde “çarter parti ile birlikte kullanılacaktır” ibaresi ve ayrıca “taşıma koşulları için arka sayfaya bakınız” ibaresi yer almaktadır. Bu ifadeler nedeniyle, atıfta bulunulan çarter partinin konşimentonun bir eki olduğu mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Konişmento hamilinin söz konusu konişmentoyu ibraz ederek malları teslim aldığı açık olduğundan, mahkeme konişmentoda atıfta bulunulan çarter partideki tahkim şartının konişmento hamili için geçerli ve bağlayıcı olduğuna ve uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğine karar vermiştir. (İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26 Haziran 2024 tarihli, 2023/460 E., 2024/282 K. numaralı Kararı)